5 Eylül 2017 Salı

Yeni HMK Kanun Tasarısı Taslağı ve Madde Gerekçeleri



MURAT ALTINDERE


                          GENEL GEREKÇE 18 Haziran 1927 tarihinde kabul edilen mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yerini 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa bırakmıştır. Hukuk yargılamasının daha hızlı ve etkin yürütülmesi ile yargılama sürelerinin kısaltılmasına hizmet etmesi beklenen 6100 sayılı Kanun, altı yılı aşkın süredir uygulanmaktadır. Kabul edildiği günden bugüne kadar 6100 sayılı Kanunun 31 maddesinde değişiklik yapılmıştır. Ayrıca Kanunun 3, 20 ve 102 nci maddelerinde yer alan bazı hükümler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. 6100 sayılı Kanunun uygulandığı süre içinde Kanunun bazı hükümleri uygulayıcılar ve doktrin tarafından eleştirilmiş ve çeşitli görüş ve öneriler dile getirilmiştir. Mahkeme kararlarında, Yargıtay içtihatlarında ve akademisyenler ile uygulayıcıların makale ve eserlerinde dile getirilen bu eleştiri, görüş ve öneriler, Bakanlığımız tarafından takip edilmiş ve değerlendirmeye alınmıştır. 6100 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesince iptal edilen hükümlerinden, Kanunda düzenlenen yargılama aşamalarının her biri için tebligat yapma zorunluluğuna; ıslah uygulamasından, toplu mahkemelerin sevk ve idaresine; davaya son veren taraf işlemlerinde verilecek karar türünden, geçici hukuki korumalara kadar pek çok düzenleme; yargılamayı uzattığı, gereksiz emek ve mesai sarfına sebep olduğu, uygulamada belirsizlik ve tereddüt oluşturduğu gibi gerekçelerle eleştirilere konu olmuştur. Öte yandan 1086 sayılı Kanuna 5236 sayılı Kanunla eklenen istinaf ve temyize ilişkin hükümler 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiş ve bu hükümler 6100 sayılı Kanunda aynen muhafaza edilmiştir.
                      
                     Bilindiği üzere bölge adliye mahkemeleri 20 Temmuz 2016 tarihinde tüm yurtta faaliyete geçmiştir. Ancak istinaf hükümleri bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı tarihe kadar uygulanmadığından bu hükümlerin değiştirilmesine yönelik eleştiriler, 20 Temmuz 2016 tarihi itibariyle başlayan uygulamadan sonra gündeme getirilir olmuştur. Bu çerçevede 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun, hukuk yargılamasına hakim olan ilkeler kapsamında gözden geçirilmesi, yargılamanın daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi, uygulayıcıların ve doktrinin dile getirdiği yargılama sorunlarının çözüme kavuşturulabilmesi amacıyla iş bu Tasarı taslağı hazırlanmıştır
             . MADDE 1- 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten,” ibaresi “bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden,” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 2- 6100 sayılı Kanunun 32 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “(3) Dilekçe verilmesi kanunda öngörülen veya hâkim tarafından uygun bulunan haller dışında taraflarca herhangi bir isim altında sunulan dilekçeler hükme esas alınmaz.” MADDE 3- 6100 sayılı Kanunun 79 uncu maddesinin birinci fıkrasına “ve duruşma” ibaresinden sonra gelmek üzere “bir ayı geçmemek üzere” ibaresi eklenmiş, maddeye birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna göre teselsül ettirilmiştir. “ (2) Duruşmanın ertelenmesine sebep olan vekil, sonraki duruşmalardan birinde yeniden disiplin suçu veya adlî suç teşkil eder nitelikte bir fiil işlerse duruşmanın erteleneceği ve takip eden duruşmalara kabul edilmeyeceği konusunda uyarılır. Vekil, uyarıya uymaz ve disiplin suçu veya adli suç teşkil eder nitelikteki fiilini sürdürürse, duruşma salonunda bulunan kişilerin kimlik bilgileri, adresleri de yazılarak olay tutanağa geçirilir; vekilin takip eden duruşmalara kabul edilmemesine karar verilir; ilgili tarafa, takip eden duruşmalara bizzat katılması veya kendisini başka bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılacağı hususu tefhim edilir ve duruşma ertelenir. İlgili taraf hazır değilse bu durum ve duruşma günü tebliğ edilir. Ayrıca vekil hakkında yukarıdaki fıkra uyarınca gerekli bildirimlerde bulunulur.”
                   MADDE 4- 6100 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Hakim, kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını ihtar eder.” MADDE 5- 6100 sayılı Kanunun 107 nci maddesinin kenar başlığı “Belirsiz alacak davası” şeklinde ve maddenin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkra yürürlükten kaldırılmıştır. “(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hakim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir.” MADDE 6- 6100 sayılı Kanunun 116 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 7- 6100 sayılı Kanunun 120 nci maddesinin kenar başlığı “Harç ve gider avansının ödenmesi” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “(3) Taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen delil avansına ilişkin 324 üncü madde hükümleri saklıdır.” MADDE 8- 6100 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.” MADDE 9- 6100 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.” “Bu takdirde dava davacı aleyhine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.” MADDE 10- 6100 sayılı Kanunun 127 nci maddesinin birinci fıkrasına “başvuran davalıya,” ibaresinden sonra gelmek üzere “cevap süresinin son gününden itibaren işlemeye başlamak,” ibaresi eklenmiş ve aynı fıkranın son cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 11- 6100 sayılı Kanunun 139 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Çıkarılacak davetiyede, duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar yanında, taraflara sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği; davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği ayrıca ihtar edilir.” MADDE 12- 6100 sayılı Kanunun 140 ıncı maddesinin beşinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 13- 6100 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” MADDE 14- 6100 sayılı Kanunun 145 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 15- 6100 sayılı Kanunun 147 nci maddesinin birinci fıkrasına “tahkikat” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve sözlü yargılama” ibaresi ile ikinci fıkrasında yer alan “itiraz edemeyecekleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “, tahkikatın sona erdiği duruşmada sözlü yargılamaya geçileceği, sözlü yargılama için duruşmanın ertelenmesi halinde taraflara ayrıca davetiye gönderilmeyeceği ve yokluklarında hüküm verileceği” ibaresi eklenmiştir. MADDE 16- 6100 sayılı Kanunun 151 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Hâkim, duruşmanın düzenini bozan kimseyi, bunu yapmaktan men eder ve gerekirse, taraf avukatları hariç, derhâl duruşma salonundan çıkarılmasını emreder. Taraf avukatları hakkında ise 79 uncu madde hükümlerine göre işlem yapılır.”

MURAT ALTINDERE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder