25 Ağustos 2017 Cuma

İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı Ne Getiriyor? 1 – Arabuluculuk

İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku sistemimizde çok önemli değişiklikler getiren ve 1950 tarihli 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nu yürürlükten kaldıracak olan İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı, geçtiğimiz günlerde Başbakanlık tarafından TBMM Başkanlığı’na gönderildi. Zorunlu arabuluculuk, kıdem tazminatında zamanaşımı gibi önemli değişiklikler getiren tasarının yasalaşması beklenirken, Hukuk Sokağı olarak tasarıyı inceledik. Yazı dizimizin ilk bölümünde arabuluculuğa ilişkin değişiklikleri ele aldık:

Zorunlu Arabuluculuk
  • Tasarının 3. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenen arabuluculuk, kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabuluculuk bir dava şartı olarak belirleniyor.
  • Ancak iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepleri ile bunlara ilişkin rücu davalarında arabulucuya başvurmuş olma zorunluluğu yok.
  • Davacı, anlaşmaya varılamadığına dair arabulucu tutanağının aslını ya da onaylı suretini dava dilekçesine eklemek zorunda. Şayet bu yapılmamışsa mahkeme, davacıya bir haftalık kesin süre vererek, eksikliği tamamlaması aksi halde davanın reddedileceğine ilişkin ihtar gönderecek. Bu durumda dava, usulden reddedilecek. Davanın, arabulucuya başvurulmadan açıldığının anlaşılması halinde de dava, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden redddedilecek.
  • Bu davalarda arabulucu olarak görev yapmak isteyen sicile kayıtlı arabulucular, Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından komisyon başkanlığına veya arabuluculuk bürolarına bildirilecek.
  • Başvurular karşı tarafın, karşı tarafın birden fazla olması durumunda bir tanesinin yerleşim yerindeki arabuluculuk bürosuna yapılacak. Arabuluculuk bürosu bulunmayan yerlerde başvurular, o yerde görevlendirilmiş olan yazı işleri müdürlüğüne yapılacak.
  • O başvuruda görev yapacak arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden arabuluculuk bürosu tarafından belirlenecek. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları halinde bu arabulucu görevlendirilecek.
  • Arabulucuya, taraflara ait iletişimi bilgileri verilecek. Bu bilgiler doğrultusunda arabulucu, tarafları bilgilendirerek ilk toplantıya davet edecek. Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemler hakkında da tutanak tutacak.
  • Arabulucunun, görevlendirmeyi yapan büronun yetkisini dikkate alma hakkı yok. Ancak karşı taraf en geç ilk toplantıda yetki itirazında bulunabilecek. Bu durumda arabulucu, dosyayı derhal ilgili Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere arabuluculuk bürosuna teslim edecek. Mahkeme, dosya üzerinden inceleme yaparak yetkili büroyu kesin olarak karara bağlayacak. Yetkisizlik kararı halinde, kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde yetkili arabuluculuk bürosuna başvuru yapılması gerekiyor.
  • Arabulucu, başvuruyu, görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırmak zorunda. Zorunlu hallerde bu süre arabulucu tarafından bir hafta daha uzatılabilecek.
  • Arabulucu, taraflara ulaşamaması, tarafların katılmaması nedeniyle görüşme yapamaması veya görüşmeler sonunda anlaşmaya varılması ya da varılmaması durumununda arabuluculuk faaliyetini sona erdirerek son tutanağı düzenleyecek ve durumu derhal arabuluculuk bürosuna bildirecek.
  • Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması nedeniyle arabuculuk faaliyeti sona ererse, katılmayan taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa dahi yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulacak, bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmeyecek. Toplantıya her iki tarafın da katılmaması durumunda, her birinin yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılacak.
  • Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşması durumunda, arabuluculuk ücreti, aksi kararlaştırılmamışsa Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin İkinci kısmına göre taraflarca eşit şekilde karşılanacak. Bu durumda ücret, tarifenin birinci kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamayacak.
  • İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları durumunda, arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı, tarifenin ikinci kısmı uyarınca üzerinde anlaşılan miktar olarak kabul edilecek.
  • Taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı, tarifenin birinci kısmına göre hazineden ödenecek. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları halinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret, aksi kararlaştırılmamışsa, taraflarca eşit biçimde tarifenin birinci kısmına göre karşılanacak. Gerek hazineden ödenen ve gerekse taraflarca karşılanan arabuluculuk ücretleri, yargılama giderlerinden sayılacak.
  • Asıl işveren – alt işveren ilişkisinin olması durumunda işe iade talebiyle yapılan başvurularda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranacak.
  • Arabuluculuk bürosuna başvurudan, son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar zamanaşımı süreleri duracak ve hak düşürücü süreler işlemeyecek.
  • Arabuluculuk görüşmelerine bizzat taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilecekler. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilecek. Ayrıca uyuşmazlığın çözümüne katkıda bulunabilecek uzman kişiler de görüşmelerde hazır bulundurulabilecek.
  • Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça arabuluculuk görüşmeleri, arabulucuyu görevlendiren büronun bağlı bulunduğu adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunun yetki alanı içinde yürütülür.
  • 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunda düzenlenen gazeteciler ile 854 sayılı Deniz İş Kanununda düzenlenen gemiadamı da bu arabuluculuk konusunda işçi sayılacak.
  • 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun gizliliğe ilişkin 4. maddesinin kapsamı genişletiliyor. Öneki düzenlemede taraflar gizliliğe uymakla yükümlüyken, yeni düzenleme ile görüşmelere katılan tüm kişiler için gizliliğe uyma yükümlülüğü getiriliyor.
  • Arabulucular, arabulucu ünvanına ilaveten uzmanlık alanını da kullanabilecek. (Buna ilişkin hüküm, TBMM Adalet Komisyonu’nda taslaktan çıkarıldı.)
  • Arabuluculuk reklam yasağına ilişkin 10. maddeye eklenen cümle ile, arabulucu uzmanlık alanlarının kullanılmasının yasak kapsamına alınıyor.
  • 6325 sayılı kanunun 13. maddesine eklenen fıkra ile arabuluculuk ücreti için tarafların adli yardımdan faydalanması sağlanıyor. Buna ihtiyaç duyan taraf, arabuluculuk bürosunun bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi’ne adli yardım başvurusu yapabilecek.
  • Arabuluculuk Kanununun 15. maddesine eklenen 7. fıkra ile, tarafların bir çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde arabulucu bir çözüm önerisi sunabilecek.
  • Arabuluculuk müzakerelerinde idareyi üst yönetici tarafından belirlenen iki üye ile hukuk birimi amiri veya onun belirleyeceği bir avukat ya da hukuk müşavirinden oluşacak bir komisyon temsil edecek. Komisyon, arabuluculuk müzakereleri sonunda gerekçeli bir rapor düzenleyerek beş yıl boyunca saklamak zorunda.
  • Komisyon üyelerinin arabuluculuk faaliyeti kapsamında yaptıkları işler ve aldıkları kararlar sebebiyle açılacak tazminat davaları, yalnızca devlet aleyhine açılabilecek. Devlet, görevi kötüye kullanma durumunda ilgili üyelere 1 yıl içinde rücu edecek.
  • Arabuluculuk Kanununun 17. maddesi de değişiyor. Buna göre, arabuluculuğun CMK gereğince uzlaşma kapsamına girmeyen bir suçla ilgili olduğunun tespit edilmesi durumunda da artık arabuluculuk görüşmeleri yapılabilecek.
  • İcra edilebilirlik şerhi vermeye yetkili mahkeme de değişiyor. Buna göre icra edilebilirlik şerhi artık arabulucunun görev yaptığı yer Sulh Hukuk Mahkemesinden alınacak.
  • İcra edilebilirlik şerhinin verilmesine ilişkin başvuru, yalnızca dosya üzerinden incelenecek.
  • İcra edilebilirlik şerhi konusundaki bir diğer önemli değişiklik de, taraflar ve avukatlarıyla birlikte arabulucunun imzaladığı anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılacak.
  • Arabuluculuk Kanununun 18. maddesine, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşma sağlanması halinde dava açılamayacağına ilişkin fıkra ekleniyor.
  • Bir arabulucu, üç ayrı Adalet Komisyonu listesine kayıt olabilecek.
  • Arabuluculuk bürolarına ilişkin 28. maddeye ek fıkra getiriliyor. Buna göre her arabuluculuk bürosunda bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel görevlendirilecek. Arabuluculuk büroları HSYK tarafından belirlenecek Sulh Hukuk Mahkemesi hakiminin gözetim ve denetimi altında görev yapacak.
  • Arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise bu görev, Adalet Komisyonu tarafından görevlendirilecek Sulh Hukuk Mahkemesi yazı işleri müdürlüğü tarafından ilgili hakimin gözetim ve denetimi altında yürütülecek.
  • Arabuluculuk Kurulu’na yeni üyeler ekleniyor: Kendisine mensup işçi sayısı en çok olan üç işçi sendikaları konfederasyonunca seçilecek birer temsilci ve en çok işveren mensubu olan işveren sendikaları konfederasyonunca seçilecek bir temsilci.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder