25 Ağustos 2017 Cuma

Akademisyenlerden Twitter’a İhtarname

Twitter hukuk ekibine Prof. Dr. Yaman AKDENİZ ve  Yar. Doç. Dr. Kerem ALTIPARMAK tarafından “Türkiye’deki insan haklarını ihlal eder nitelikteki uygulamalarından vazgeçmesi” konusunda ihtarname gönderildi. Av. Onur Can KESKİN tarafından 20.01.2015 tarihinde gönderilen 9 sayfalık ihtarnamede Twitter’a insan hakları ve ifade özgürlüğünü koruma çağrısı yapıldı.
Twitter’a Türkiye’den zaman zaman verilen erişim engelleme tedbirlerine, bu konuda Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 02.04.2014 tarihli karara değinilen ihtarnamede özetle şu hususlara değinildi:
  • Basında yer alan haberlere göre bu tarihten sonra şirketiniz ile hükümet yetkilileri arasında birtakım görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Böylece şirketiniz Türkiye bakımından ülke bazlı içerik gizleme politikasını (“country withheld content policy”) uygulamaya başlamıştır.
  • 17.12.2013 günü aralarında Bakan, Belediye Başkanı ve üst düzey bürokratların da bulunduğu geniş çaplı adli bir yolsuzluk soruşturması başlatılmış, bu iddialar Twitter platformunda da tartışılmıştır. @fuatavni isimli hesaptan bu gelişmelerle ilgili haberler paylaşılmış, bu paylaşımlar geniş kesimlerce önemsenmiş ve hesap da bu yüzbinlerce Twitter kullanıcısı tarafından takip edilmiştir. Ancak 05.08.2014 tarihinde bu hesaba girilmek istenildiğinde “@fuatavni gizlendi. Bu hesap şu ülkelerde gizlenmiştir: Turkey” uyarısıyla karşılaşılmıştır. (…) fakat engellemeye konu içeriğin ne olduğu ve neden suç olduğu belirtilmemiştir.
  • Örneklerden görülebileceği gibi, aynı yargı merciileri sistemik bir şekilde, gerekçesiz olarak ve ifade özgürlüğünü hiç dikkate almaksızın onlarca kopyala yapıştır karar vermektedir. Bu yöntemin, gerek sosyal medya genelinde gerekse Twitter özelinde sistemik ve yapısal bir sorun olduğu açıktır.
  • Nihayet, son dönemde, Twitter hesapları hakkında verilen ve şirketiniz tarafından sorgusuzca uygulanan engelleme kararları, basın hürriyetinin açık ihlali haline dönüşmüştür. Birgün gazetesinin resmi Twitter hesabından yayımlanan ve geçtiğimiz yıl durdurulan ve Suriye’deki çeşitli gruplara silah taşıdığı iddia edilen MİT tırlarına ilişkin haberlere bağlantı veren tweet’ler hakkında “This Tweet from @BirGun_Gazetesi has been withheld in: Turkey” ibaresi çıkmakta ve Türkiye’den bu tweet’lere ulaşılamamaktadır.
  • Bir başka deyişle, Hükümet tarafından şirketinize yollanan ve sorgusuz uygulanan erişim engelleme kararlarının ortak yanı tüm bu hesapların Hükümete yönelik eleştirel bir tutum takınmasıdır. Benzer içerikte ve fakat Hükümet yanlısı olan hesaplar ise bu pratikten hiç etkilenmemektedir. Twitter, bu tutumuyla kamusal bir platformu Hükümet yanlısı bir platforma çevirmeye aracı olmaktadır.
  • Anayasa’ya aykırılık teşkil eden bütün bu uygulamaların etkisi Şirketiniz tarafından yayınlanan Şeffaflık Raporu’nda da görülmektedir. Raporun, Türkiye ile ilgili kaldırma/buzlandırma talepleri ile ilgili istatistikler kısmı incelendiğinde 2013 yılında Twitter’a Türkiye’den toplam 32 Twitter hesabı ile ilgili toplam 5 mahkeme kararı ve 4 TİB talebi ulaşmışken, 2014’ün ilk 6 ayında 304 hesapla ilgili olarak toplam 65 mahkeme kararı ve 121 TİB talebi ulaşmıştır (https://transparency.twitter.com/country/tr). Yukarıda örneklendirilmiş ve belirtilmiş olduğu üzere bu karar ve taleplerin uygulayıcısı Twitter şirketidir. Bir başka deyişle sadece siyasi nitelikli sansür olarak tanımlanabilecek bu vahim uygulamanın baş uygulayıcısı Twitter Şirketidir.
  • Bilindiği kadarıyla şirketinizin Türkiye’de kurulu herhangi bir tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Şirketiniz, yer sağlayıcılık hizmetini Amerika Birleşik Devletleri üzerinden sağlamaktadır ve Türkiye ulusal mevzuatına tabi değildir. Dolayısıyla Türkiye mevzuatının yüklediği ödevlere tabi olmadığı gibi, Türkiye Mahkemelerinin de şirketinizle ilgili; bir suç, kişisel hak ihlali ya da özel hayatın gizliliğine dair ihlal iddiasını değerlendirerek, şirketiniz hakkında bir karar vermesi hukuken mümkün değildir.
  • Bugüne kadar verilmiş çeşitli mahkeme kararları dikkatle incelendiğinde; engellemelerin temel hedefinin özellikle yolsuzluk, devlet şiddeti ve siyasi figürlere yönelen eleştiriler vb. nedenler olduğu anlaşılmaktadır.
  • Kullanıcı hesaplarının ülke bazlı içerik gizleme politikası kapsamında engellenmesi sorunu öncelikle ifade özgürlüğü ve haber alma/verme hakkını etkilemektedir.
  • Diğer yandan bir kullanıcının hesabının erişilemez hale gelmesi ile sadece o kullanıcının ifade özgürlüğü ve haber verme hakkı ihlal edilmemektedir. Bu aynı zamanda o kullanıcının hesabını takip etmekte olan diğer kullanıcıların AİHS 10. madde ile korunan haber alma hakkını da etkilemektedir.
  • Erişimin engellenmesi sorunu adil yargılanma hakkını da etkiler niteliktedir.
  • Kağıt üstünde bu müdahalelere itiraz hakkı varmış gibi gözükse bile mahkemeler tarafından verilen yüzlerce kararın takibi imkansızdır. Sulh ceza hakimlikleri yukarıda açıklandığı gibi birbirlerinin kararlarını hiç tartışmaksızın onaylamaktadır. Anayasa Mahkemesi’ne ihlal başvurusu yapmak ise uzun, masraflı ve etkisi sınırlı bir yoldur. Bir kullanıcının tüm işini bırakıp, tek tek karar peşinde koşması imkansızdır.
  • Dünyanın bir çok ülkesinde, insanlar ifadelerini sosyal medya şirketleri aracılığıyla başkalarına ulaştırmaktadırlar. Vatandaşları üzerinde siyasi baskı kuran siyasi iktidarlarla işbirliği yapması halinde sosyal medya şirketi de insan hakları ihlaline ortak olacaktır.
  • Sosyal medya şirketlerinin başkalarının haklarını ihlal etmemek şeklinde negatif ve ihlali engellemek şeklinde de pozitif ödevleri bulunmaktadır. Bu yükümlülük bazı uluslararası belgelerde de ifadesini bulmuştur.
  • Şirketinize;
    1. Devlet dışı bir aktör olarak da insan haklarına saygı yükümlülüğünüzün bulunduğunu, bu kapsamda kullanıcılarınızın başta ifade özgürlüğü olmak üzere tüm haklarına saygı göstermeniz gerektiğini,
    2. İçerik engellemelerinde izlenen usul ve alınan kararların içeriklerinin uluslararası insan hakları hukukuna, AİHS’ye, AİHM içtihatlarına ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na açıkça aykırı olduğunu,
    3. Bu yöndeki yasa metinleri ile verilmiş yargısal ve idari kararların, Türkiye’de kurulmamış ve içerik sağlayıcılık hizmetini ABD üzerinden sağlayan bir şirket olarak tarafınızı bağlayıcı hiçbir yönü olmadığını,
    4. İç hukukta engelleme kararını alan ve uygulayan kurumların ve itiraz merciinin bağımsızlıktan uzak, adil yargılanma hakkını ihlal eder nitelikteki yapısı, kararların gerekçesiz ve denetlenmesi yolunun etkisiz olduğu dikkate alınarak bu kararların değerlendirilmesi gerekliliğini,
    5. Twitter’ın “Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’nın Ek 1. Maddesinde” korunan bir kamusal tartışma platformu niteliğinde olduğunu, Türkiye’de aynı nitelikte ikinci bir alternatifin de bulunmadığını,
    6. Bugüne dek verilen yargısal kararların ve içerik engellemelerinin konusunu siyasi ifade özgürlüğü kullanımlarının oluşturduğunu, siyasi ifade özgürlüğünün daha geniş yorumlanması gerekliliği ile korunmasının önemini,
    7. Hakkın özüne dokunan içerik engellemesi ile gelecekte yapılacak ifade özgürlüğü açıklamalarının da engelleniyor olmasının AİHM tarafından “sansür” olarak tanımlandığını hatırlatır; Öncelikle hem hesap sahibini hem de o hesaba ulaşanların hakkını ihlal eder nitelikteki, ülke bazlı içerik gizleme politikası dahil, tüm engellemelere son vermenizi, ayrıca yukarıda detaylıca açıklanan insan haklarına saygı yükümlülüğüne ilişkin gerekli adımları atmanızı ve bunları kamuoyuna açıklamanızı, aksi halde gerek Türkiye’de gerekse ABD’de tüm yasal yollara başvurmaktan geri durmayacağımızı İHTAR EDERİZ.
  • MURAT ALTINDERE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder